Cumartesi günü İl
Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün ev sahipliğinde düzenlenen
Elazığ-Malatya Kültür Buluşması adlı programa katılmak üzere
26 kişilik bir heyetle Elazığ’daydık. Sabahın erken
saatlerinde başlayan bir saatlik yolculuğumuzun ardından ilk
durak yerimiz olan Elazığ İl Halk Kütüphanesi toplantı
salonuna vardık. Burada başta İl Müdürü Tahsin Öztürk ve
Hazar Şiir Akşamları Koordinatörlüğünden tanıdığımız kentin
gayri resmi kültür elçisi Şener Bulut olmak üzere 30’u aşkın
şair, yazar, öğretim üyesi ve kültür sanat dostu Elazığlı
tarafından ilgi ve muhabbetle karşılandık. İkram edilen
kahvaltının ardından günün anlam ve önemine ilişkin kısa
tanışma konuşmaları yapıldı. Ardından birkaç şair şiirlerini
okudular. Ayrıca burada bir gün evvel Manas Kitap Tanıtım
Toplantısı için Elazığ’a gelen Atatürk Kültür Dil ve Tarih
Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sadık Tural ve Aytmatov’la
ilgili yazılarından tanıdığım Prof. Dr. Ramazan Korkmaz
bey’lerin kısa da olsa son derece veciz ve anlamlı
konuşmalarını dinledik.
Ardından
gittiğimiz Harput, bizi olanca haşmet ve heybetiyle
karşıladı. Burada daha evvel yapıldığını duyduğum ama
göremediğim Devlet Konuk Evi’ni ziyaret ettik. Özel İdare
Genel Sekreterliği tarafından yaptırılan bina, yüksekliği
ile tarihi kaleyi gölgede bıraksa, dönemin mimarisini
yeterince yansıtmasa da, proje olarak yerinde düşünülmüş ve
yapılmış güzel bir yapı... Harput, baştanbaşa bir tarih ve
kültür bahçesi... Tepeden tırnağa bir açık hava müzesi
konumunda... Arap Baba Türbesi’nin kapalı olması ve
vaktimizin darlığı nedeniyle burada fazla kalamadık. Sadece
hayırsever işadamı Şefik Gül tarafından restore edilerek
turizme kazandırılan tarihi Şefik Gül Evi (Konağı)’ni
gezebildik. Fazla bir masraf yapmadan aslına uygun olarak
restore edilen ve içerisi döşenen konak oldukça ilgimizi
çekti. Burada Elazığ kültüründe önemli bir yeri bulunan
“Kürsü Başı”nda oturarak çedene kahvesi ile birlikte
Elazığ’a has çerez ve kuruyemiş ürünleri ikram edildi. Emeği
geçen iş adamı Şefik beyi yürekten kutlamak, ‘darısı
Malatyalı iş adamlarının başına’ demek lazım. Harput
gezisinin sonunda burada Elazığ Belediyesi tarafından ikram
edilen öğlen yemeğini Başkan Vekili Mimar Çetin Altıparmak
ve Elazığ heyeti ile birlikte yedik. Buradan Fırat Havzası
Gazeteciler Cemiyeti’ne geçtik. Bir çay içimi kadar
kaldığımız cemiyette Başkan Vekili Murat Varol tarafından
cemiyetin kuruluşu ve çalışmaları hakkında bilgiler verildi.
Başkan Vekili, Elazığlı basın mensuplarını çatısı altında
toplayan Elazığ Gazeteciler Cemiyeti ile kısa bir süre önce
bir araya gelerek tek çatı altında birleştiklerini ve
amaçlarının, adlarından anlaşılacağı gibi Fırat Havzası
içerisinde bulunan diğer illerin basın mensuplarını da
bünyelerinde toplamak olduğunu belirterek, hedeflerinin
büyüklüğünü ortaya koydu. Burada da söylenenleri gıpta ile
dinleyerek; Bu birleşme neden benim şehrimde olmaz, neden üç
ayrı kuruluş altında toplanır basın mensupları diye iç
geçiriyor, ‘darısı Malatya’nın başına’ demekten kendimi
alamıyorum. Bir sonraki durağımız, programda olmamasına
rağmen kısa adı EKM olan Elazığ Musiki Konservatuarı Derneği
oldu. 1971 yılında Naci Sönmez tarafından kurulan dernekte
Klasik Türk Müziğinden Enstrüman Yapım ve İmalat Bölümüne
kadar 7 Şube faaliyet gösteriyor. Tıpkı Üniversite gibi
kürsüler bulunuyor. Mustafa Keser’den Fatih Kısaparmak’a
ondan Esat Kabaklıya kimler geçmemiş ki bu dernekten...
Tamamen Elazığlı kültür ve sanatseverlerin kişisel katkıları
ile kurularak bugünlere gelen derneğin çalışmaları kent
hudutlarını çoktan aşmış. Sadece derneği tanıtmaya ve
faaliyetlerini anlatmaya bile bu makalenin hudutları yetmez.
Burayı da gördükten sonra gıpta damarım bir kez daha kabardı
ki anlatamam: Neden Malatya’mızda bütün bunlar olmasın diye?
Gezi programımızın son durağı Fırat Üniversitesi İletişim
Fakültesi idi. Bu fakülte tarafından 1992 yılında kurularak
bu güne kadar yayın hayatını sürdüren Fırat TV Stüdyolarında
canlı olarak sunulan Manas Şiir Günleri adlı programa
katıldık. Elazığ ve Malatya’dan 30 ‘u aşkın şairin
şiirlerini canlı olarak okudukları program, enfes bir şiir
ve dostluk şölenine dönüştü. Öyle ki Elazığlı şairlerin
Malatya, Malatyalı şairlerin de Elazığ hakkında yazarak
okudukları şiirler her iki taraf şairlerinin de diğer
izleyicilerin de duygusal anlar yaşamalarına neden oldu.
Hele programa Malatya’dan katılan şair Sevim Emir’in “ Sizin
bir süre önce duvarlarınızda hissettiğiniz sarsıntı ve
çatlakları bizler yüreklerimizde hissettik “ anlamındaki
dizeleri alkışlarla karşılandı. Burada gıpta duygularımı
katlayacak, bize göre çok anlamlı bir hadise ile daha
karşılaştım. Elazığ Üniversitesi Rektörlüğü sadece
stüdyolarını bu etkinliğe açmakla kalmamıştı. Sayın Rektör
Prof. Dr. Mehmet Hamdi Muz’un bizzat katılarak program
sonuna kadar kalmaları, program sonunda bir konuşma yaparak
Elazığ- Malatya Kültür Buluşmasına verdiği desteği açıkça
ifade etmeleri... Doğrusu beni hem mutlu etti hem de
hayretler içinde bıraktı. Neden mi? Çok mu garip? Bundan
doğal ne olabilir? Diye düşünenler olabilir. Ama biz
Malatyalılar olarak Sayın Rektörümüzün bırakın böyle bir
programa katılmasını, destek vermesini hayal dahi
edemiyoruz. (*) Ne demeli, nasıl söylemeli bilmiyorum, ama
bu Rektör Elazığ’a helal olsun, demeden edemiyorum. Kenti
ile bu denli barışık, bu denli içli/dışlı bir Rektörü
doğrusu alkışlamak gerekir, diye düşünüyorum. Ve avuçlarım
patlayıncaya dek alkışlıyorum. Gezi boyunca özellikle
Elazığlı şair ve konuşmacılar genellikle Malatya’nın çok
geliştiğini, başta sanayi ve ticaret olmak üzere birçok
alanda Elazığı geçtiğini ifade ettiler. Bunu şirinlik olsun
diye değil; yürekten, inanarak söylediler. Doğrusu bu
tespitin gerçeklik payı yok değil! Ama bana göre başta
Üniversite/kent işbirliği ve Elazığ’da faaliyet gösteren EKM
olmak üzere ildeki kültürel ve sanatsal faaliyetlere
bakıldığında; asıl bizim gıpta etmemiz gerektiğini bir kez
daha anladım. Ve Elazığlıları tebrik ederek bir kez daha
darısı başımıza, demekten kendimi alamadım. İki komşu kent
insanın dostluk ve işbirliğine önemli katkıları olan
programın düzenlenmesine öncülük eden MAKSAD Başkanı Yaşar
Karaaslan ve kültür sanat sevdalısı Şener Bulut başta olmak
üzere emeği geçenleri yürekten kutluyorum.(*) Bütün bu
sitemlerimizle Sayın Rektör Hilmioğlu’nun yaptığı hizmetleri
görmezden gelerek, haksızlık ettiğimiz sanılmasın. Son 6
yıllık dönemde gerek üniversitenin çevre düzeni ve sosyal
tesisler, gerekse bilimsel başarı adına epeyce hizmetleri
oldu. Bunu bu sütunlarda daha evvel yazarak kendisini
kutlamıştım. Ama ne yazık ki bu dönemde Üniversite/kent
buluşması adına yapılan ciddi hiçbir girişim yok! Halk,
zorunlu Tıp Merkezi ziyaretleri dışında Üniversiteden kopuk,
Üniversiteye yabancı.