Evet, yıllarca özgürlüğe özlem çeken bir
hürriyet şairdir Elmas Yıldırım. Manas Yayıncılık en iyi
yaptı da, rahmetli Elmas Yıldırım’ı yeniden gündeme getirdi,
yeniden bu büyük şairi bizlere tanıttı.
Değerli Enver Aras da, uzun ve yorucu bir
uğraştan sonra “Hazar’dan Hazar’a Elmas Yıldırım “ adlı o
güzel yapıtı gözlerimizin önüne serdi. Yoksa rahmetli Elmas
Yıldırım’ı ne bu kadar tanır, ne de o derece değerli ve
etkili şiirlerini okuma olanağını bulabilirdik. Az değil,
koca bir ömür, hürriyet ve istiklâl uğruna harcanmış.
Ben, Çaybağı ilkokulu’na gitmeğe başladığım
yılda, değerli insan, değerli şair de, öğretmen vekilliğini
bırakıp çaylağı’ndan ayrılmış. Ne kadar da üzülüyorum onu
görüp tanımadığıma.. Yeri Cennet olsun, bu büyük insanın, bu
özgürlük şairinin.
Bakın bir destan kadar uzun olan “ Bir Gün
Gelecek” başlıklı şiirinde neler söylüyor Elmas Yıldırım:
“Orada Ortak Zaman’ın vahşetinden yadigâr
Karanlıklar içinde kurulmuş bir “Cennet” var
Bir cennet ki, özeği, kanlı bir Kremlin’in
Ruh alıp Deli Petrol ve bir Müthiş İvan’dan
Dünyayı yıkıp yakmak emelinde yükselir.
Kremlin, onu sorun tarihin yaprağına
O ölüm kalesinin nasıl kurulduğunu
Kaç milyon insan kanı çilenmiş toprağına
Kaç milyon günahsızın başı vurulduğunu.
Kremlin, o eskiden beri zulmün kaynağı
Kremlin, hürriyetin kabrini kazan kale
Kremlin, o şimdi de kızılların oynağı
Neron’ların Roma’sı yanında hitir bile.
Orda kurmuş yuvayı, çifte başlı kartallar
Orda vahşi çarların tak-ü zaferleri var
Orda hür ülkeleri saran zincirin ucu
Orda kanlı prensler ve kınyazarların gücü
Orda Suvorov’ların Nevskilerin yâdı
Orda Kutuzov’ların Donskoy’ların adı
Kanlı dehlizlerinde canlanır Kuzma minin
Duvarlarda gölgesi titrer Kurapatkin’in
Orda Deli Petro’nun hırsı var, emeli var
Orda sosyalistliğin ruhlaşan temeli var
Kre Kremlin, mlin, o çarların kanlı tahtına
yuva
Kremlin, o bugün de hırçınlaşan Moskova..
Yok, orda hürriyetin gözle görünen “h” si
Belki var da boğulmuş sulu zindandan sesi
Orda kan lekesidir toprakta kalan izler
Ortaçağın canlısı ölüm kokan dehlizler..
Hep böyle anlamlı, böyle güçlü dizelerle
sürüp gidiyor Elmas Yıldırım’ın seslenişi.
Bağımsızlık uğruna yıllarca yanıp tutuşan bir
şair Elmas Yıldırım.
İnsan için hürriyet ne kadar tatlı. Bizim
Namık Kemal de “Sen ne efsunkâr imişsin ey didar hürriyet”
diye haykırmıyor mu?
İnsan için, milletler için tutsaklık ne kötü
şey. Hürriyetsiz yaşamak, bağımlı yaşamak, milletler için de
o kadar ağır, o kadar düşündürücü…
Bu uzun şiiri okudukça Elmas Yıldırım’ın
gurbette neler çektiği, Azerbaycan için neler duyduğu daha
iyi gözler önüne seriliyor.
Sibirya, bir başka çıkıyor gözümüzün önüne.
“Sibirya, o bir mezar, her sürülen yığına
Tanrı bile pişmandır, onu yarattığına”
diyerek daha açık biçimde döküyor içini Elmas Yıldırım.