Manas Yayıncılık ve Ankara/Elazığ Kültür Derneği tarafından
Elazığ ile Ankara’da yaşayan Elazığlılar arasında hemşerilik
bağlarının güçlendirilmesi amacıyla 08 Ekim 2016 tarihinde
Ankara’da “Şiirlerle Ankara’da Elazığ’ı Yaşamak” etkinliği
gerçekleştirildi.
Ankara’da gerçekleşen programa yayınevimizin Genel
Koordinatörü M. Şener Bulut’un başkanlığında, Elazığ’dan
Ahmet Tevfik Ozan, Rüstem Kadri Septioğlu, Hadi Önal, Tuncer
Sönmez, Zekeriya Bican, İlhami Bulut, M. Şükrü Baş, H. Ergün
Yılmaz, Mahir Gürbüz, Muhammet Yalçın Azizoğlu, Doğan Sever,
Cafer Baykara, Kanal Fırat’tan Orhan Arslan'ın yanı sıra
İstanbul’dan Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Serhat Kabaklı,
Ankara’dan Mevlüt Uluğtekin Yılmaz, Talat Gençosmanoğlu,
Suat Yığmatepe, Osman Baş; Kayseri’den Bayram Durbilmez
katıldı.
ANKARA YOLUNDA..
Ankara/Elazığ Kültür Derneği Başkanı Prof. Dr. Haşim
Çakırbay’ın yaz tatili münasebetiyle Elazığ’a geldiğini,
Manas’ı da ziyaret etmek istediğini Hadi Önal’dan
öğrenmiştim. Elazığ’da ve Ankara’da gerçekleştirdiğimiz
faaliyetlere mütevazı katkılar sağlayarak bizleri
destekleyen bu güzide derneğimizin Yönetim Kurulu Başkanı
Haşim Çakırbay, Manas'ı ziyaretlerinde "Manas Şiir
Günleri’ni Ankara’ya taşıyalım", diyerek Elazığlı
şairlerimizi heyecanlandıran güzel bir davet yapmıştı.
Şiirlerle Ankara’da Elazığ’ı Yaşamak etkinliği Prof. Dr.
Haşim Çakırbay’ın bu ziyaretinin sonrasında
gerçekleştirildi.
Ankara yolculuğumuz Elazığ Belediyesi’nin tahsis ettiği bir
araçla 07 Ekim Cuma sabahı başlamıştı. Heyetimizde; Ahmet
Tevfik Ozan, Doğan Sever, Hadi Önal, Tuncer Sönmez, Zekeriya
Bican, İlhami Bulut, M. Şükrü Baş, H. Ergün Yılmaz, Mahir
Gürbüz, Muhammet Yalçın Azizoğlu ve Kanal Fırat’tan
televizyonundan Orhan Arslan bulunuyordu.
Kahvaltımızı Somuncu Baba’yı da ziyaret etmek için
Darende’de yapmayı planlamıştık. Gürün’den, Uzunyayla
boyunca, Pınarbaşı’na doğru ilerleyen aracımızın
penceresinden ıssız dağları, tepeleri ve derin vadilerde
akan durgun çayları, dereleri seyrederken sonbaharın hüznünü
yaşamıştık. Ahmet Tevfik Ozan’ın öğrencilik yıllarından
başlayarak bizleri bazen düşündüren, bazen de tebessüm
ettiren hatıraları, Ankara’ya gerçekleştirdiğimiz bu
seyahatimizin güzel kazanımlarından olmuştu. Kayseri’de kısa
bir mola verip şair dostumuz Bayram Durbilmez’i de aramıza
aldıktan sonra yolculuğumuz Kırşehir, Kırıkkale, Ankara
istikametinde devam etmişti.
Başkentimizin yorgun cumartesi sabahında Avrasya Yazarlar
Birliği’ni ziyaret ederek başlamıştı o yoğun günümüz...
Geride bıraktığımız yılların hatıralarıyla yeniden
kucaklaştığımız kadim dostlarımız Ali Akbaş ve Yakup
Ömeroğlu ile demli çaylarımızı yudumlamıştık. Ardından da
Elazığ Musiki Cemiyeti’nde birlikte hizmet etme
bahtiyarlığını yaşadığımız değerli başkanımız Necat Kırat
ile görüştükten sonra şair dostlarımızın gönül dünyasını
Ankara Elazığ Kültür Derneği’ne taşımıştık.
Ankara’dan ayrılmadan önce de Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde
zamanla yarışırcasına kıymetli şairimiz Ahmet Tevfik Ozan’ın
bu tarihi mekânda başlayan şiir dünyasının; belgesel
çekimlerini gerçekleştirmiştik.
ANKARA İZLENİMLERİ
Gönülden taşan söylenecek o kadar çok söz var ki…
Gurbette yaşamanın hüznünü biz Ankara’da gördük. Elazığ’a
olan hasreti, özlemi gördük. Onu paylaşmaya geldik elbette.
Ankara Elazığ Kültür Derneği, sivil toplum kuruluşlarının
etkisiz bir duruma geldiği günümüzde, başkentimiz Ankara’da
adeta harikalar yaratıyordu. Öncelikle ben, Ankara Elazığ
Kültür Derneği’ni tebrik ediyorum. Başta Yönetim Kurulu
Başkanı Prof. Dr. Haşim Çakırbay Beyefendi
olmak üzere yönetim kurulu üyelerine, dernek üyelerine,
Ankara’da yaşayan Elazığlı hemşerilerimize de böylesine
güzel bir etkinliğin gerçekleşmesinde gösterdikleri gayret
için teşekkür ediyorum.
Hemşerilerimiz, Ankara’da çok güzel bir birlik ve beraberlik
meydana getirmişler. Dışarıdan bakıldığında bir hemşeri
derneği ama gördüğüm kadarı ile bu dernekte, onun da
ötesinde sanata da dokunan, memleket meseleleriyle de hemhal
olan bir yapı oluşturulmuş. Elazığlı hemşerilerimiz bu
derneği çok yakından takip etmiş, benimsemiş ve adeta
dernekle bütünleşmişler.
Elazığ’ımızın gerçekte sanatla bütünleşen bir yapısı var.
Elazığ, şiiri ön planda tutan, şiirle adı özdeşleşen bir
şehir… Kültürde, sanatta ön planda olan bir şehir… Bu
faaliyet ile Elazığ’da yaşayan kültür hayatı, bir bakıma
Ankara’ya taşınmış oldu. Elazığlı şairlerimiz de bu vesile
ile Ankara’daki hemşerilerimizle bütünleşmiş oldular.
Onların huzurlarına en güzel şiirleri ile çıktılar.
Şiirlerle Ankara’da Elazığ’ı Yaşamak etkinliği süresince
Elazığlı sanatçılarımızı da bir büyük huşu içerisinde
dinledik. Yine Elazığlı bestekârımız Doğan Sever’in bir
eseri icra edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara Devlet
Türk Halk Müziği Korosu bir grup sanatçısıyla, Koro Müdürü
değerli dostumuz Hasan Öztürk ve beraberinde Turgay Coşkun,
Hasan Demirkıran ile birlikte çok güzel bir konser verdiler.
Katılım fevkaladeydi. Elazığ’ın eski milletvekilleri Mustafa
Gül ve Tuncay Şekercioğlu oradaydı. Elazığ’da görev yapan
eski valilerimizden M. Lütfullah Bilgin’in davetliler
arasında olması çok anlamlıydı. Yine Elazığlı valilerimiz;
Cahit Kıraç, Hurrem Aksoy, Milli Savunma Bakan Yardımcısı
Av. Şuay Alpay ve Ankara’daki bürokratlarımızın birçoğunu
burada, Elazığ Kültür Derneğinde, görmek bizleri sevindirdi.
Mehmet Çağlar, Salih Özbulut, Mustafa Turan, Güçmen
Memişoğlu ve Cahit Koç gibi değerli büyüklerimiz ile de
kucaklaştık. Türk Edebiyatı Vakfı Elazığ Şubesi’nin eski
başkanlarından Meftune Gül Hanımefendi ile yeniden görüşüp
hasret giderdik. Ankara, eskiden beri bir memur şehri olarak
bilinir. Ankara'da görev yapmış, emekli olmuş ve Ankara'ya
yerleşmiş birçok hemşerimizle karşılaştık. Elazığ’da 10-15
yıl önce gördüğümüz insanlarla, dostlarla bir araya geldik.
Toplantı boyunca onların duygularına şahit olduk ve o
duyguları birlikte yaşadık. Doğrusunu söylemek gerekirse ben
de çok duygulandım; çünkü 1985-1987 yılında ben de Ankara’da
görev yapmıştım. Yani gurbette yaşamak, gurbette yaşarken
Elazığ’ı özlemek bambaşka bir duygu… Burası sizin doyduğunuz
şehir, yaşamak zorundasınız; ancak doğduğunuz şehrin
özlemini, sevgisini sürekli yaşamak tarifi imkânsız bir
duygu…
Hemşerilerimiz senede bir defa da olsa içlerinde
sakladıkları özlemlerini, hasretlerini doğdukları şehrine
gelerek köylerini, mahallelerini, sokaklarını ve
mezarlıklarını ziyaret ederek pek tabi ki yaşayabilirler.
Ancak, Ankara’da Elazığ’ı yaşamak çok daha farklı bir duygu…
Bu faaliyet, Elazığ’ın kültürüyle burada yaşayan
hemşerilerimizin bir bakıma buluşması oldu. Elazığlı
şairlerimizin bugün burada okudukları şiirler etkileyiciydi.
Değerli Hocamız Ahmet Tevfik Ozan’ın yönetimi son derece
güzeldi. Türker Eroğlu Hoca’mızın konuşması etkileyiciydi.
Programa, Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Serhat Kabaklı da
katılmıştı. Kabaklı ailesi Elazığ’ın kültür hayatına çok
önemli katkılar sağlıyor, sağlamaya da devam ediyor.
Ankara/Elazığ Kültür Derneği’ne çok teşekkür ediyoruz.
Elazığ Belediyesi’ne çok teşekkür ediyoruz. Değerli Belediye
Başkanımız Mücahit Yanılmaz, belediyemizin Kültür Müdürü
Mehmet Karaaslan Beyler, sağ olsunlar bu faaliyeti yürekten
desteklediler. Ankara'ya gelmemize imkân sağladılar. Ayrıca
Kültür ve Turizm Müdürümüz Tahsin Öztürk Bey’in yardımlarını
da unutmamak gerekir. Bu arada bütün bu faaliyeti Elazığ’a
taşmak için gayret gösteren sevgili kameraman kardeşimiz
Orhan’a, onu buraya gönderen Zeki Akbıyık kardeşimize, Kanal
Fırat Televizyonu’nun kıymetli yöneticilerine teşekkürlerimi
borç biliyorum.
O gün orada bu güzel etkinliğe katılan herkes mutluydu.
Söylenecek çok şey var; ancak Elazığlıların,
hemşerilerimizin her platformda doğru projelerde bir araya
gelerek birlik ve beraberliklerini daha fazla göstermelerini
bekliyoruz.
Elazığ, her bakımdan büyük ve önemli bir şehir… Kırmadan
incitmeden Siyasilerimizle, bürokratlarımızla, sivil toplum
kuruluşlarımızla, iş adamlarımızla birbirimizi kıskanmadan
her platformda birbirimizi destekleyerek başarıya daha kolay
ulaşabiliriz.
Şehrimiz, çok güzel ve büyük sanatçılar yetiştiriyor.
Onların kıymetini iyi bilmeliyiz. İşte Esat Kabaklı, Hasan
Öztürk, Zülküf Altan, Muzaffer Ertürk, Turgay Coşkun… İşte
Zülfü Demirtaş, Adnan Çilesiz ve
diğerleri… Ayrıca Elazığ’da yaşayan ustalarımız var: Paşa
Demirbağ, bugünlerde biraz rahatsız Allah şifasını versin.
Lokman Tasalı büyüğümüz, Mustafa Döner, Nihat Kazazoğlu,
Naci Sönmez, Yalçın Turhan, Osman Bulut bunlar kıymetli
sanatçılarımız…
Elazığ’daki şairlerimizin de her biri gerçekten çok değerli
insanlar. Onların ürettikleri eserler şehrimizin kültür
hayatına önemli katkılar sağlıyor. Bu çeşmenin sürekli
akması lazım… Bu güzelliklerle hepimizin daha çok
bütünleşmesi gerekiyor.
Ben Ankara’yı Ankara’da yaşayan Elazığlıları bu
duyarlılıklarından dolayı tekrar tebrik etmek istiyorum.
Ankara Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfımızı da unutmamak
gerek. Bu Vakfımız tarafından son yıllarda çok başarılı
işler yapıldığına şahit oluyoruz. Harput Senfonisi çok
önemli bir sanat faaliyeti olmuştur. Vakfımızın ve
Derneğimizin etkili faaliyetleri bizler onurlandırıyor;
geleceğe umutla bakmamıza vesile oluyor.
2011 yılında Ankara’da bir muhteşem faaliyet
gerçekleştirilmişti. Vakfımız ve Derneğimiz “Elazığ Tanıtım
Günleri” ile şehrimizin kültür zenginliklerini Ankara’ya
taşımışlardı. Ben bu faaliyeti hiç unutamadım. Arkasından
yine “Çaydaçıra’nın Aydınlığında Elazığ Bakü, Kerkük ve Urfa
Müzik Buluşması”nı yaşadık. Biz, Vakfımız ve Derneğimiz ile
Elazığ’da da güzel faaliyetler yaptık, yapıyoruz. “Elazığ
Bakü Kültür ve Sanat Buluşması”, “Elazığ Kazan Kültür ve
Sanat Buluşması”, “Doğumunun 80. Yılında Paşa Demirbağ”,
“Sanat Hayatının 50. Yılında Mustafa Turan”, gibi önemli
faaliyetlerimizi Vakfımız ve Derneğimiz ile birlikte
gerçekleştirdik. Bu kuruluşlarımız bizim gözbebeğimiz. Bu
kuruluşlarımızın başarısı, hemşerilerimizin ortaya koymuş
oldukları faaliyetler, bizleri heyecanlandırıyor. Ankara’dan
gelen güzel haberler bizleri mutlu ediyor; gururlandırıyor.
Ben; bu tür kültür faaliyetlerinin devamını diliyor,
Ankara’da yaşayan hemşerilerimize sevgilerimi, saygılarımı
sunuyorum.