Her insan ilini, ilçesini, doğduğu toprakları sever. Hele de
sevilen bu yöre Anadolu’muzun kültür merkezlerinden biri
olan, mayası, şirvan’ı,elezber’i, nevruz’u; kısaca sesi,
sözü, müziği ile yüreklerimize dokunan halayı,delilosu,
tamzarası, çaydaçırasıyla yüreklerimizin bam tellerini
titreten Elazığ olunca bu sevgi ve özlem katlanarak çoğalır.
Gurbette sılayı yudumlamak bir başka olsa gerek ki, Elazığ
özlemini yoğun olarak duyan Ankara’da yaşayan hemşerilerimiz
bundan tam 70 yıl önce bir araya gelerek 1948 yılında
Ankara’da, Ankara-Elazığlılar Kültür Derneği’ni kurmuşlar.
Elazığlılar Kültür Derneği, kurulduğu tarihten bu yana
gurbeti Ankara’da yaşayan Elazığlıların gözü, kulağı,
nefesi, sesi olmuş. Sıla özlemini gideren, mayasında
kardeşlik ve birlik ruhu ile hemşerilerini kucaklayan bu
güzide kuruluşumuz,yıllar içerisinde yolu ister okumak için
ister devlet görevinde bulunmak; isterse hastalığına şifa
aramak veya ekmek parası için başkent Ankara’ya düşen on
binlerce insanımıza kucak açmış, dertlerine çözüm aramıştır.
Gerek Ankara-Elazığ Kültür Derneği gerekse Ankara-Elazığ
Kültür ve Tanıtma Vakfı sadece hemşerilerinin dertleri ile
hemhal olmamış; aynı zamanda kültür ve sanat değerlerimizi
başkent Ankara’da özüne uygun olarak en güzel bir şekilde
yaşamış ve yaşatmışlardır. Her biri ayrı bir büyük övgüye
layık faaliyetlerle de Başkent Ankara’da Elazığ’ı temsil
etmişlerdir.
İşte yine Ankara’daki evimiz, Elazığ Kültür Derneği’ndeyiz.
“Ankara’da Şiirlerle Elazığ’ı Yaşamak” için geldik.
Geleneksel hale getirilen bu muhteşem ve müstesna programı
Ankara Elazığ Kültür Derneği ile Elazığ’ımızın Kültür
Enstitüsü Manas Yayıncılık birlikte hazırladılar.
Tarih2 Kasım 2018 Cuma.Sabah erken saatlerde Elazığ’dan bu
programa katılmak üzere Coşkun Özdemir yönetiminde Elazığ
Belediyes’ine ait bir minibüsle yola çıktık. Başta Manas
süvarisi M. Şener Bulut, şair arkadaşlar; Tuncer Sönmez,
ZekeriyyaBican, M. Şükrü Baş, M. Faik Güngör, Gazi Özcan,
İlhami Bulut, H. Ergün Yılmaz, Mahir Gürbüz; bestekâr Doğan
Sever, mahalli sanatçılar; Nihat Kazazoğlu, Fethi Açıkgöz ve
Kanal Fırat’tanOrhan Aslan ve ben Hadi Önal…
İlk molamızı doğal güzelliği ile huzur veren, şelaleleri ile
göz kamaştıran Malatya/Darende ilçesine bağlı Günpınar
köyünde verdik. Darende’ye 7 kilometre uzaklıkta suyu
kaynağından üç kademe halinde, yaklaşık 40 metre
yükseklikten dökülen bu yerde sabah kahvaltımızı yaptık.
Akşamla birlikte Ankara’daydık. Başta Erdal Acarlar olmak
üzere Elazığ Kültür Derneği yetkilileri bizi Maltepe’de
mülkiyeti kendilerine ait dernek binasında karşıladılar.
Gurbetin sılayla sarmaştığı, özlemin sözlerle giderilmeye
çalışıldığı bu sıcak ortamı bir sonraki gün yapılacak olan
faaliyetlere daha dinç uyanmak için kısa kestik.
Tarih 3 Kasım 2018. Yoğun bir program bizi bekliyordu. İlk
uğrak yerimiz bütün Türk dünyasını kucaklayan, Türk halkları
ve yazarları arasında birlik oluşturan; bu birliği, Türk
kültürünün tarihi birikimi ile kendi rengine boyayacak
kalemleri ülkemize, Türk dünyasına ve bütün dünyaya
tanıtmayı amaçlayan Avrasya Yazalar Birliği oldu. Burada,
Avrasya Yazarlar Birliği Edebiyat Akademisi’nin “22. Dönem
Metin ve Senaryo Yazarlığı Atölyesi” açılış programına
katıldık. Kanal Fırat tarafından canlı olarak yayınlanan
programıAvrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Ömeroğlu
yönetti. Şair Ali Akbaş,Prof. Dr. Hüseyin Özbay, yazar;
Osman Çeviksoy konuşmalarında Edebiyat Akademisi’nin
kuruluş, amaç ve hedeflerini anlattılar. M. Şener Bulut
yaptığı konuşmasında önceki yıllarda Akademiye katılarak
yazarlığa adım atan Elazığlı hemşerimiz Zeynel Abidin
Başaran’ın oğlu Oğuzhan Başaran’ın kaleme aldığı “Gün
Biterken” adlı eserindenbahsetmesi bizleri mutlu etti.
Akademiden mezun olan eser sahibi öğrencilerin duygu dolu
konuşmalarının ardından şairlerimiz, şiirlerini okudular. E.
Alb. Lokman Tasalı, Nihat Kazazoğlu, Fethi Açıkgöz, Kemal
Tasalı birlikte gerçekleştirdikleri Harput Türküleri konseri
ile program sona erdi. Fotoğrafçımız, Hacettepe Üniversitesi
Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü öğrencisi Bilgehan Bulut’un
çektiği toplu fotoğrafla da bu anı ölümsüzleştirildi.
Ankara/Elazığ Kültür Derneği’nin kendi binasında gerçekleşen
“Ankara’da Şiirlerle Elazığ’ı Yaşamak” şiir ve müzik
şölenine ilgi oldukça fazlaydı. Kanal Fırat’ın canlı olarak
sunduğu bu program için derneğin bordo beyaz her iki salonu
da tıklım tıklım doluydu.
Elazığ Milletvekili Sermin Balık, Adalet Bakan Yardımcısı
Selahattin Menteş, Elazığ eski Milletvekilleri, Tahir
Şaşmaz, Tuncay Şekercioğlu, Elazığ eski valisi M. Lütfullah
Bilgin oradaydılar. Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı başkanı
Mehmet Çağlar, Devlet Sanatçısı Mustafa Turan, İzmir
Narlıdere Kaymakamı Hurrem Aksoy, 5.Ağır Ceza Reisi Hâkim
Yaşar Sezikli,Sayıştay üyeleri Kadir Çelik, Engin Onat,
İbrahim Halil Çelik hemşerilerini yalnız bırakmamışlardı.
Elazığ Kültür Derneği Onursal Başkanları Kenan Tektemür ve
Ahmet Ayaz, Prof. Dr. Akın Aktaş, Prof. Dr. Türker Eroğlu,Aydın
Yusuf, Ankara ilçelerindeki dernek başkanları Ali Evirgen,
Dr. Sabri Uyanık, Ankara’da yaşayan Elazığlı bürokratlar,
sanatçılar, yüreği Elazığ sevdası ile çarpan gönül ve kültür
dostu Elazığlılar ve misafirler…
Kıymetli yazarımız Muammer Aksoy’un sunduğu program, Ankara
Elazığ Kültür Derneği Başkanı Prof. Dr. Haşim Çakırbay’ın
açış konuşması ile başladı. “Elazığlı olmak bizlere bir
takım mesuliyetler yüklemektedir. ”diyenÇakırbay;
Elazığlılar olarak özelikle birlik, beraberlik, kardeşlik ve
hoşgörü içerisinde olmak zorunda olduğumuzu vurguladı.
Elazığ’ın zengin ve köklü bir kültüre sahip olduğunu, bu
kültürü yaşatmak ve sahip çıkmanın da her Elazığlının
önceliği olması gerektiğini söyleyen Çakırbay; Elazığ’da
Manas’ın bu konuda takdire şayan işler yaptığını belirtti.
“Folklor ve müziğimizin her yörede en güzel şekilde temsil
edilmesi için üniversitemizin önderliğinde bu konuya vakıf
olan uzman ve sanatçılarımızın katılımı ile çalışmalar
yapılmalı, halkoyunlarımız; bütün özellik ve inceliği ile
kayıt altına alınmalıdır” dedi.
Manas Yayıncılık adına konuşma yapan M. Şener Bulut;
“Elazığ, çok zengin bir kültüre sahiptir. Büyüklerimiz bize
bir büyük miras bıraktılar. Bunlardan Fikret Memişoğlu’nun
ayrı bir yeri var. Biz, derneğimiz ve vakfımızla birlikte
Fikret Memişoğlu’nun doğumunun 100. Yılını kutladık. Dr.
Naci Onur, Memişoğlu ile ilgili bir eser hazırladı ve bir
büyük programla bu kültür adamını andık.”, diyerek başladığı
konuşmasında eskiden kültür değerlerine daha fazla sahip
çıkıldığını belirterek; “ben bugünkü kültür sahipsizliğini
kaygı ile karşılıyorum”, dedi. Sahiplenme konusunda
halkınıza, derneklere ve yöneticilerimizebüyük görevler
düştüğünü vurguladı. Hazar Şiir Akşamlarının son otuz yıl
içerisinde Türkiye’deki edebi hayatı bütün dünya ile
buluşturan bir büyük kültür faaliyeti olduğunu; ancak
şimdilerde yapılamaz duruma geldiğini ifade etti. Elazığ
dışında Ankara’da, İstanbul’da vakıf ve derneklerin
yaptıkları kültür faaliyetlerinin kültür hayatımıza renk
kattığını yapılanlardan dolayı bu kuruluşlara şükran borçlu
olduğumuzu ifade ederek sözlerini tamamladı.
Elazığ Milletvekili Sermin Balık, “Elazığlı olmak bir
ayrıcalıktır. Biz bu ayrıcalığı Ankara’da, İstanbul’da,
İzmir’de Türkiye’nin her yerinde yaşıyoruz. Elazığ’ın
geçmişe dayanan kadim bir kültürü var. Ancak gönülden gönüle
olan sevgiyioluşturan bizim dik ve mert duruşumuzdur.”,
diyerek başladığı konuşmasına Elazığ’ın bölgede bir güven
kalesi, bir milliyetçi kale, aşılması zor olan güçlü sağlam
bir duvar olduğunu söyleyerekdevam etti. Balık, bu duvarın
yüzyıllarca birlik ve beraberlik içerisinde örüldüğünü;
mayasında sevgi, temelinde de ayrışmalardan uzak seven bir
dil olduğunu söyledi ve Elazığ’ın bu yönü ile Türkiye’ye
model olacak şehirlerden biri olduğunu vurguladı. “Ben, bu
kadim kültürü elan yaşatan ve rahmetlik olan bütün
Elazığlılara sevgi, saygı ve muhabbetlerimi sunuyor,
kendilerini hayır dualarla anıyorum” dedi. Gençlerin kendi
kültürlerine sahip çıkmaları için çalışmamız gerektiğini de
belirten Sermin Balık, “Yüreklerine kültür değerlerimizi
nakşettiğimizde gençlerimiz, geleceğe daha güvenle
bakacaklar” dedi.
Programın şiir bölümüne geçildi. “Vatan Benim Ben Vatan”
şiirimle ilk şiir ben okudum. Ardından Tuncer Sönmez, Prof.
Dr. Türker Eroğlu, E. Alb. Lokman Tasalı, Mustafa Turan,
ZekeriyyaBican, Süleyman Baydili ve M. Şükrü Baş şiirlerle
programı süslediler.
Güfte ve bestesi Doğan Sever’e ait olan Hüseyni makamındaki
“Yedigöz’e Gel Gidek” adlı eser ile güftesi Mahir Gürbüz
bestesi Doğan Sever’e ait olan “Baba Çığa Seni Sevmim Demez
mi” adlı muhayyer şarkıyı mahalli sanatçı Fethi Açıkgöz
okudu.
E. Alb. Lokman Tasalı, Nihat Kazazoğlu, Fethi Açıkgöz, Kemal
Tasalı’nın birlikte sundukları Harput Türküleri konseri
büyük beğeni topladı.
Mevlüt Ulutekin Yılmaz, M. Faik Güngör, Talat Gençosmanoğlu,
Emine Özgenç, Gazi Özcan, İlhami Bulut, Hasan Ergün Yılmaz,
Mahir Gürbüz ve öğretmeni olmaktan gurur duyduğum Avukat/
şair Tamer Çakı okudukları biri birinden güzel şiirlerle
Ankara’da Elazığ’ yaşattılar.
Hasan Öztürk, Cihan Kavak, Ruhi Baykara, Harun Kavak, Murat
San’dan oluşan Ankara Elazığ Kültür Derneği Harput
Korosu’nun sunduğu konser tek kelime ile muhteşemdi.
Program, onurluk ve katılım belgelerinin takdimi ile sona
erdi.
4 Kasım 2018 Pazar günü gözlerimizi güneşli bir Ankara
sabahına açtık. Bu günümüz de dolu doluydu. Saat 9.00’da
Ankara Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı’nı ziyaret ettik.
Ankara’daki evlerimizden bir diğeri olan Elazığ Kültür ve
Tanıtma Vakfı’nda çok sıcak karşılandık. Vakıf Başkanı
Mehmet Çağlar, Vakıf Yönetim Kurulu Üyesi, Devlet Sanatçısı
Mustafa Turan ve vakıf üyelerinden Cahit Koç, Prof. Dr.
Kadirhan Sunguroğlu ve Murat Kâtipoğlu ile birlikte vakıf
binasında sabah kahvaltısı yaptık.
Vakıf Başkanı Mehmet Çağlar, bizi vakfın ve Çankaya
Belediyesi’nin ortaklaşa yaptırdıkları Çayda Çıra Parkı’na
davet etti. Çoktandır görmek istediğimiz bu parka davet,
hepimizi sevindirdi. Çaydaçıra Parkı gerçekten de görülmeye
değer bir yerdi. Çankaya/Dikmen/Mürsel Uluç Mahallesinin
1230 rakımlı 360 derece tüm şehre hâkim tepesindeki bu park,
biz orada bulunan Elazığlıların göğüslerini kabarttı. Parkın
ortasında muhteşem bir anıt… Çayda çıra oynayan bir erkek ve
bir kadın heykeli; oturacak alanları ve seyir yerleri…İnsan
bir an kendisini Harput’ta hissediyor. Sağolasın Çankaya
Belediye Başkanı Alper Taşdelen, sağolasınız Kültür ve
Tanıtma Vakfı başkanı ve üyeleri… Vakıf Başkanı Mehmet
Çağlar, Devlet Sanatçısı Mustafa Turan, Çaydaçıra parkı
hakkında bilgi verdiler.Ben de “Gakgoş’a Davet” şiirimi
okudum. Çokça resim çektirdik.
Ankara’ya gelip de Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük devlet
adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yattığı Anıtkabir’i
ziyaret etmemek olmazdı elbette. Yıkılan Osmanlı
İmparatorluğu’nun yerine genç Türkiye Cumhuriyeti’ni inşa
eden, yaptığı yeniliklerle insanımızı kula kul olmaktan
kurtaran ve çağdaş medeniyetin mümessili yapan Atatürk’ün
manevi huzurlarında bir defa daha saygı ile onu yâd ettik.
Rehber ve mihmandarımız Manas’ın süvarisi olunca
Anıtkabir’de de küçük bir tören yapmadan edemezdik.
Ankara/Elazığ Kültür Vakfıüyelerinden Cahit Koç, açıklama
yaptı. “10. Kasım. 1953 tarihinde rahmetli Atatürk’ün aziz
naaşı şimdiki Anıtkabir’e nakledildiğinde, tüm illerimizden
Atatürk’ün mezarına toprak götürülmüştür. Elazığ toprağını
İl Daimi Encümen Azası Bedri Kulu Çarsancaklı başkanlığında
sekiz ilçenin Belediye Başkanı”ndan oluşan dokuz kişilik bir
heyet götürmüştür” dedi ve heyette bulunan kişileri
sıraladı: Heyet Başkanı Bedri Kulu Çarsancaklı, Elazığ
Belediye Başkanı Atik Erbaş, Keban Belediye Başkanı İzzet
Turan, Baskil Belediye Başkanı Osman Çetin, Sivrice Belediye
Başkanı Faik Öztürk, Karakoçan Belediye Başkanı Esat Kalan,
Palu Belediye Başkanı Sıtkı Evrenos, Maden Belediye Başkanı
Ahmet Dicle, Ağın Belediye Başkanı Taceddin Bey. Cahit Koç
daha sonra Elazığ Heyeti Başkanı sıfatıyla Anıtkabir
Defteri’nin, 31. sayfasını imzalayan Bedri Kulu Çarsancaklı,
defterin bu sayfasına aşağıdaki şiirini yazmıştır, dedi ve
şiiri okudu:
Milletin sönmeyecek içte tüten bu alevi
Ebediyen yanacak ateş-i hicranın Atam
Naili fevzü felâh oldu dehanla bu vatan
En mukaddes emelim isrine bir hatve Atam
Vermedin düşmana bir saniye asrında aman
Etti ihrazı zafer ırkı necibindeki kan
Göğsü imanla dolu azmini gösterdi zaman
Bu teali eserifeyz-iKemalindir Atam.
“Ankara’da Şiirlerle Elazığ’ı Yaşamak” adına çıktığımız
yolculukta son durağımız Ağınlı arkadaşımız Hasan Ergün
Yılmaz’ın yeğeni Okan Yılmaz’ın daveti ile gittiğimiz
Şahin-Mustafa Lokantası oldu.
Bizlere bütün bu güzellikleri yaşatan tüm hemşerilerimize
teşekkür ediyor, şükranlarımızı sunuyoruz. İyi ki varsınız.