Şiir teliyle, şiir
dilini konuşan ozanlar varya, işte onlarla gönül divanında
taht kurup şiir sofrasından nemalanan şiir özlü, şiir sözlü
şairleri esasta dinlemek gerek…
Müzik eksenli
değil onların şakımaları… Nameden uzak ritimden ve
kıvaraklıktan uzak, sade ve yalın ahvalları ile seyirci ile
bütünleşirler. Gösterişten, afilikten yana olmaz onların
hal-ü darobanları… Çünkü onlar, öncelikle duygu dervişleri,
sonra edebiyyün erenleridir. Şairler, beyin ilmikleriyle
duygu elbiselerini diken terzilerdir. Gönüllerinin bir
tarafı, mağriple ise, maşriktedir öbür yarıları.. Onun için
TÜRKİYE de ortaya konabilecek herşehirin şiir şölenlerine
koşmak, bir tutkunun derin yankılarını yaşamak değil,
birebir buluşmak ve ortak nağmelerle dinleyenleri
doyurmaktır, onların görevleri…
İşte Karedenize
kapı olabilecek şirin, güzel, küçük ama sevimli Gümüşhane
ilinden ses veren ozan nefesli yüreklere, yürek katmak
sahikiyle Mithat YILMAZ, Şener BULUT, Hadi ÖNALFaik GÜNGÖR
beylerle birlikte biraz macera dolu bir yolculuktan sonra
GÜMÜŞHANE İline varıyoruz. Bizi gecenin 0,4’ü olmasına
rağmen yüreği Erciyes kadar büyük olan Sayın Talat ÜLKER
kardeşimiz karşılıyordu. Talat ÜLKER: KTÜ (KARADENİZ TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ) Gümüşhane mühendislik fakültesi, Türk Dili ve
Edebiyatı öğretim görevlisidir. Mensup olduğu bölümünün
bütün karakteristik vasıflarını kendi beyin mihrabına
gizlemiş ve gönül minberinden de Edebiyat sohbetleri vaaz
etmiş bir şahsı muhterem… Gördüğümüz ve gözlemlediğimiz
kadarıyla Gümüşhane İlinde ortaya konulacak her türlü
etkinliğin de mimarı.. il bürokratlarıyla doğrudan
münasebetleri olan, yapılanma noktasında bilgisine
münhasıran başvurulan bir kardeşimiz. Güven veren sözünün
arkasında duran dosdoğru bir adam. Yüreği Ergenekon kadar
eski ve sağlam, beyni TÜRK MİLLETİ gibi yeni ve çağdaş… O,
koşturuyor, koşuşturuyor, kovalıyor yoruluyor ama başarıyor.
Uykusuz kalıyor ama buluşturuyor. Yiğitler sofrasında
mütevazı bir kahraman edasıyla kendini gizliyor. Diğer bir
kahraman, emekli öğretmen, şair Zülfikar Yaşar KALELİ…
Tasavvuf denizinde küçük bir yelkenci… Balığın karaya
vurması ile kendisine sunulan misafir sofrası olarak telekki
eden bir halk dostu… Mana ereni gibi mahcup ve utangaç,
çağlayanlar misali dolu ve gür… İki güzel ve iki özel insan…
Her ne ise
’13.GÜMÜŞHANE KUŞBURNU VE PESTİL ŞENLİKLERİ içinde ayrıya 7.KUŞKAYA
ŞİİR AKŞAMI’ diye önemli etkinliklerde bütün halk ve bütün
ahali seferber olmuş, il meydanında davullar çalıyor,
zurnalar şenlik havası ile kırıla gidiyor ve şenlik, ayrı
ayrı yerlerde kutlanıyordu…
Şiir akşamı ise,
kendisi Gümüşhaneli olan Özdenoğlu’nun konak bahçesinde
yapılıyordu. Konak bizim Şefik Gül kardeşlerin Harput’ta
inşa ettirdikleri konağa benziyor. Otantik yapısı ve havası
ile yaşadığı dönemi hatırlatan bir yapı niteliğindedir.
Ortasından HARŞİT çayının geçtiği güzel bir mekân… işte bu
konağın bahçesinde şairler şiirlerini okudular. Kimdi bu
şairler derseniz teferruat oluşur düşüncesi ile sadece
isimlerinin verilmesi doğru olur kanaatindeyim.
Talat ÜLKER
Niyazi KARABULUT
Zülfikar Yapar KALELİ
Hayati AYÇİÇEK
Hanifi İSPİRLİ
Namık FİDAN
Ali KURT
Hasan GEZER
M.Faik GÜNGÖR
Hadi ÖNAL
R.Mithat YILMAZ
Harun YAVRUOĞLU
Mehmet S. FİDANCI
Mehmet AYCI
İ.Hakkı GÜNDOĞDU
Ahmet YAYLA
Sunucu Mustafa
Fevzi AKÇAY’ın nefis sunumu ile güzel dakikalar yaşadık. Bir
gün sonra ERZURUM üzeri gelerek elçimiz M.Dursun AKSOY’uda
ziyaret etmek istedik. Nitekim de öyle oldu. ERZURUMA
geldik. Dursun AKSOY la buluştuk. Tarihi ve turistik yerleri
gezdikten sonra yola koyulup Bingöl üzeri Elazğ’a salimen
ulaştık.‘Kim ki ruhu ile gülüyorsa, onun vicdanında hiçbir
kara leke olamaz’ Doğru insanlar, doğru insanları eninde
sonunda bulabilir diyorum.